tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Kronik böbrek yetmezliği tüm vücudu etkiliyor!

Değerli sanatçı İlhan İrem, böbrek yetmezliğine eşlik eden kalp yetmezliği ayrıca solunum sıkıntısı sonucu hayatını kaybetmişti. Kronik böbrek …

Kronik böbrek yetmezliği tüm vücudu etkiliyor!
10.08.2022 11:21
0
A+
A-

Değerli sanatçı İlhan İrem, böbrek yetmezliğine eşlik eden kalp yetmezliği ayrıca solunum sıkıntısı sonucu hayatını kaybetmişti. Kronik böbrek yetmezliklerinin çoklu organ yetmezliklerine yol açabileceğine göze çarpan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim ayrıca Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği İdari ayrıca Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Melike Betül Öğütmen konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Böbreklerin işlevlerini yerine getiremediği durumların böbrek yetmezliği olarak tanımlandığını belirten Prof. Dr. Melike Betül Öğütmen, bu durumun kronik böbrek yetmezliğine çevrilmesini ise şöyle özetledi; “Böbreklerdeki işlevlerin azalmasının saatler, günler içerisinde ortaya çıkmasına akut (ani başlangıçlı) böbrek yetmezliği denilirken, işlevlerinbir süredir (3 ay) yerine gelmemesi ayrıca bu durumun devam etmesine ise kronik (kalıcı) böbrek yetmezliği adı verilmektedir.” dedi.

Hastalığın ise birçok farklı nedeni olabileceğine göze çarpan Öğütmen; “Böbrek yetmezliği tedavisi hastalığın nedenine, ve akut (ani) başlangıçlı ayrıca kronik olmasına göre değişebilir. Ani başlangıçlı böbrek yetmezliğinde, genellikle altta yatan nedenin ortadan kaldırılması, tedavi edici olacaktır.

Kronik böbrek yetmezliğinde ve hastanın düzenli takibe gitmesi, yaşam biçimi değişimleri (sigaranın bırakılması, tuzun kısıtlanması, ideal kilo, sağlıklı beslenme, vb.), diyabet hastalarında kan şekerinin uygun sınırlar içerisinde tutulması, tansiyon hastalarında tansiyonun kontrol altında olması gibi hastalık nedenine özgü önerilerde bulunulabilir.

Son dönem böbrek yetmezliği adı verilen, kronik böbrek yetmezliğinin en ileri safhası olan böbrek işlevlerinin tamamına yakını bozulduğu durumlarda ise böbrek yerine koyma tedavileri gündeme gelmektedir.

Bunlar; ev tedavileri, ev hemodiyalizi, periton diyalizi (karın diyalizi), merkez tedavisi (diyaliz merkezlerinde hemodiyaliz tedavisi), böbrek nakli olarak sıralanabilir. Ancak bu uygulamaların böbrek yetmezliğinin en ileri safhası için mevcut tedavi yöntemleri olduğu unutulmamalıdır.” dedi.

Kronik böbrek yetmezliği özelinde periton diyalizi ayrıca hemodiyaliz tedavi yöntemleri arasındaki farklara değinen Prof. Dr. Melike Betül Öğütmen sözlerine şöyle devam etti; “Periton diyalizi; hastanın karın boşluğuna küçük bir girişim ile yerleştirilen, ince, yumuşak, silikondan yapılmış kalıcı bir tüp (kateter) aracılığı ile verilen özel olarak hazırlanmış bir solüsyon ile, hastanın kendi karın zarı (periton) kullanılarak hastanın kanının zararlı maddelerden arındırılması ayrıca vücuttaki sıvı dengesinin sağlanması işlemidir.

Hemodiyaliz ise damar yolu kateter veya fistül adı verilen uygun bir damar giriş yolu kullanılarak hastadan alınan kanın, bir makine ayrıca pompa yardımıyla diyalizör adı verilen bir süzgeçten (yapay böbrek) geçirilirken sıvı ayrıca solüt içeriğini düzenleyerek hastaya geri verilmesine verilen addır. Genelde haftada 3 kez, 4 saat süren seanslar şeklinde uygulanır.

Periton diyalizinde en önemli özelliklerden biri hastaların tedavileri evlerinde, kendi yaşam alanlarında gerçekleştiriyor olmasıdır. Ve seyahat özgürlükleri ayrıca gün içinde serbest kalabilme özgürlüğü de çalışan ayrıca genç hastalarda yaşam kalitesine katkı sunmaktadır. Bunun paralelinde tansiyon kontrolü iyi sağlanmaktadır. Anemi ayrıca buna bağlı hormon tedavisi de daha az yaşanır. Hemodiyalizde olduğu gibi kan kaybı görülmediğinden demir gereksinimleri de daha azdır. Bu grup hastaların ilaç kullanımı daha azdır.

Hemodiyaliz tedavisinde; hastalar haftada 3 gün bir diyaliz merkezine bağlı yaşamlarını devam ettirmekte ayrıca her diyaliz seansında kayıpları olduğu için daha fazla ilaç kullanmak zorunda kalıyorlar.” dedi.

Diyaliz yöntemlerine göre kullanım oranlarını anlatan Öğütmen, periton diyalizi tedavisi sonrasına da dikkat çekti; “Şu an Türkiye’de yaklaşık 3600 hasta periton diyalizini uygulamaktadır. Son 5 yıllık ortalamaya bakarsak tüm böbrek yersizliği hastalarının 4’ü periton diyalizi, 22’si böbrek nakli, 74’ü ise hemodiyaliz tedavisi olmaktadır.

Periton diyaliz tedavisine başladıktan sonra dikkat edilmesi gereken en önemli konu hijyendir

Günlük yaşamda birçok iş için ellerimizi kullanmamızdan ötürü ellerin en çok kirlenen ayrıca hastalık nedeni olan mikropları taşıyan organlarımız olduğunu belirtmeliyim. Ellerimizin kirli olduğunu gözlerimizle görebiliriz, fakat mikropları göremeyiz. Göremediğimiz bu mikroplar periton diyalizi yaparken karın içine ulaşarak peritonite neden olabilir. Ellerde oluşan kirleri su ayrıca sabunla kolayca temizleyebilirsiniz. Pansuman sırasında mutlaka maske kullanılmasını istiyoruz. Katetere dokunmadan önce her vakit eller iyice yıkanmalıdır. Banyo duş şeklinde yapılmalı, banyo sonrası kateter çıkış yeri iyice kurulanıp pansuman yenilenmelidir. Denize, havuza girerken kateter çıkış yeri, merkezin önerdiği su geçirmeyen bir bantla kapatılmalı. Kişisel temizlik kurallarına uyulmalı, iç çamaşırlar her gün değiştirilmeli ayrıca çok sıkı giysiler giyilmelidir.” uyarısında bulundu.

Kalp hastalarında periton diyalizinin önemi

Periton diyalizinin özellikle hangi tip hasta gruplarında kullanılması gerektiğine dair ise Öğütmen, önemli açıklamalarda bulundu; “Tıbbi açıdan sakıncalı bir durum olmadığı sürece tüm böbrek hastaları periton diyalizi için uygun birer adaydır. Dolaşım yetersizliği, kalp yetmezliği veya damar giriş yolu problemleri nedeni olan hastalar periton diyalizini özellikle tercih edebilir. Benzer şekilde aktif çalışan, seyahat etmek, serbest ayrıca bağımsız kalmak isteyen hastalar için de yine periton diyalizi daha uygun bir seçenek olacaktır. Öte yandan kardiyovasküler hastalar içinde önemli bir tedavidir. Tedaviye dirençli kalp yetersizliği hastalarında sıvı yükü birikmeye başlar. Bu hastaların kısa süreli tedavi ayrıca ultrafiltrasyon için tedaviye ihtiyaçları oluşur. Bunun için de önerilen tedavi modeli periton diyalizidir.” dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama elektronik sigara grup sex deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort