Glutene bağlı hastalıklar, son yıllarda giderek artan bir sağlık sorunu haline geldi. Gluten, buğday, arpa ayrıca çavdarda bulunan bir proteindir ayrıca bazı insanlar gluten tüketmeleri durumunda bağırsaklarda ayrıca vücudun çeşitli yerlerinde bir tür iltihaplanmaya neden olur.
Glutene bağlı hastalıklar, son yıllarda giderek artan bir sağlık sorunu haline geldi. Gluten, buğday, arpa ayrıca çavdarda bulunan bir proteindir ayrıca bazı insanlar gluten tüketmeleri durumunda bağırsaklarda ayrıca vücudun çeşitli yerlerinde bir tür iltihaplanmaya neden olur. Bu durum, çölyak hastalığı olarak adlandırılan bağışıklık sisteminde aşırı duyarlılığa yol açan bir hastalık ile ilişkilidir.
Nadir Hastalık Gönüllüleri Derneği Başkanı Doç. Dr. Gülay Ceylaner, glutene bağlı hastalıkların genetik tanının önemini vurgulayarak, hastalara verilebilecek önerileri açıkladı.
Glutene bağlı hastalıklar, gluten adı verilen bir proteine karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Doç. Dr. Gülay Ceylaner, “Gluten hassasiyeti olan kişilerde bağırsaklarda hasara neden olur. Belirtiler arasında karın ağrısı, kaşıntılı ayrıca tekrarlayan iyileşmeyen yaralar, şişkinlik, ishal, kabızlık, yorgunluk ayrıca ciltte döküntü gibi semptomlar yer alabilir. Gluten tüketimi nedeniyle çölyak hastalığının yanı sıra dermatitis herpetiformis, gluten duyarlı ataksi ayrıca çölyak olmayan gluten hassasiyeti gibi hastalıklar ortaya çıkabilir. Bu hastalıklardan en çok bilineni olan Çölyak hastalığı, kronik, otoimmün bir hastalıktır. Genetik olarak yatkın kişilerde, gluten alımıyla ortaya çıkan, ince bağırsağı etkileyen bir hastalıktır” dedi.
Doç. Dr. Gülay Ceylaner, glutene bağlı hastalıklarda genetik faktörlerin de rol oynayabileceğini belirterek açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Özellikle ailesinde glutene bağlı hastalık sahibi olanların, genetik olarak bu hastalığa yatkın olabilir. Bu nedenle, glutene bağlı hastalık bulgularını gösteren kişilerin genetik olarak değerlendirilmesi önemlidir. Genetik testlerin sonuçları, kişinin gluten hassasiyeti riskini belirlemeye, hastalığın erken teşhis edilmesine ayrıca tedavinin daha etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olabilir. 2015 tarihinde yayınlanan rehbere göre artık güncel yaklaşım çölyak olmayan gluten hassasiyetinde genetik testler pozitif ise 6 haftalık diyetin klinik bir fayda sağlayıp sağlamadığına bakmaktır. Antikor testi ayrıca barsak biyopsisi sonuçlarının anormal olması şart değildir”
Gluten hassasiyeti olan kişilere, diyetlerinde gluten içeren gıdalardan kaçınmalarının gerektiğini belirten Doç. Dr. Gülay Ceylaner, konuyla ilgili şunları söyledi: “Bu gıdalar arasında ekmek, makarna, kek, bisküvi, kraker, bira ayrıca bazı soslar yer alır. Gluten hassasiyeti olan kişilerin beslenme düzenlerinde süt ürünleri, meyve, sebze, et ayrıca balık gibi sağlıklı gıdaların yer alması önemlidir. Ayrıca, glutenli gıdaların, glutensiz alternatiflerin de kullanılabilir. Gluten hassasiyeti olan kişiler, diyetleri ayrıca yaşam tarzları özelinde bir diyetisyen ayrıca doktorla görüşebilir. Ayrıca, glutensiz diyetin vitamin ayrıca mineraller açısından eksik olabileceği için, bu besin öğeleri takviye edilebilir. Sonuç olarak, glutene bağlı hastalık bulguları gösteren kişilerin genetik test yaptırmaları ayrıca diyetlerini buna göre düzenlemeleri önemlidir. Genetik testler, hastalığın riskini belirlemeye yardımcı olabilirken, diyet ayrıca yaşam tarzı değişiklikleri, semptomların yönetilmesine ayrıca hastalığın ilerlemesinin önlenmesine yardımcı olabilir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı