PwC Türkiye “Tüketici Öngörüleri Araştırması 2022” raporunu açıkladı. Rapora göre çoklu kanalın artık vazgeçilmez olduğu perakende sektöründe, deneyim, alım gücü ayrıca sürdürülebilirlik Türkiye’deki tüketicilerin beklentilerini etkilemeye devam ediyor.
PwC Türkiye “Tüketici Öngörüleri Araştırması 2022” raporunu açıkladı. Rapora göre çoklu kanalın artık vazgeçilmez olduğu perakende sektöründe, deneyim, alım gücü ayrıca sürdürülebilirlik Türkiye’deki tüketicilerin beklentilerini etkilemeye devam ediyor.
PwC Türkiye, Ipsos işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Tüketici Öngörüleri Araştırması 2022” ile Türkiye’deki tüketicilerin görüşlerini alarak mevzu bahis beklentileri daha iyi anlayabilmek ayrıca bu doğrultuda öngörüleri belirleyebilmeyi hedefledi. Araştırma bulgularına göre hazırlanan Yeni Tüketicinin Yeni Denklemi raporunda, ekonomik koşullar, dijital kanallardaki artış, mağazaların bilgilendirme merkezine dönüşmesi, trend teknolojileri ayrıca sürdürülebilirlik önümüzdeki dönemde geçerliliğini koruyacak ayrıca giderek önem kazanacak önde gelen 5 trend olarak karşımıza çıkıyor.
PwC Türkiye Perakende ayrıca Tüketici Ürünleri Lideri Adnan Akan, “Pandeminin belki tıbben değil ama ekonomik etkilerinin geride kalmasıyla birlikte ardında bıraktığı izler tüketim sektörü üzerinde belirleyici rol oynuyor. Bu izler, Avrupa’daki savaşın küresel ekonomi üzerindeki olumsuzlukları ayrıca yeni kuşakların tüketim ekonomisine artan katılma hızıyla birleştiğinde ortaya farklı şekillerde ele alınması gereken ‘yeni bir denklem’ çıkıyor. Gerek küresel gerekse ülkemizde zorlaşan ekonomik koşulların tüketicilerin alım gücü üzerindeki olumsuz etkisi, yeni kuşaklarla birlikte giderek artan dijital kanal kullanımı, bilgilendirme ayrıca deneyim merkezine dönüşen yeni mağaza konsepti, yeni trend teknolojilerin tüketiciler tarafınca adaptasyonunun beklendiği üzere bir devrimden ziyade evrimsel gelişimi ayrıca en nihayetinde, yeni kuşakların da etkisiyle sürdürülebilirliğin artan önemi Yeni Tüketicinin Yeni Denklemi olarak tanımladığımız olguyu meydana getirmiş bulunuyor.” dedi.
Perakende ayrıca tüketim sektörlerinde yer alan şirketlerin geleneksel stratejik bakış açıları ile yeni tüketiciye yaklaştıklarında içinden çıkılamaz sorunlar ile boğuşmak durumunda kaldıklarını belirten Akan, “Bu nedenle yeni bir yaklaşım sergilemek zorundalar.” dedi.
Perakende ayrıca Tüketici Ürünleri Sektörü, Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Lideri Yiğit Arslan konuyla ilgili şunları söyledi: “Perakende sektöründeki öncü şirketlerin, farklı müşteri ayrıca pazar beklentileri ışığında ortaya çıkan yeni denklemde rekabetçi duruşlarını koruyabilmesi için, müşterinin ekonomik endişelerine cevap verebilmek adına ürün, kanal, tedarik zinciri gibi alanlarda yapılabilecek iyileştirmeler üzerinde durması gerekiyor. Uzak olmayan bir gelecekte pazarda öne çıkmak isteyen perakende şirketleri “müşteri odaklı deneyim” tasarımını ajandalarına almalılar. Araştırma, ayrıca sürdürülebilirliğin artan önemi hakkında önemli ipuçları sunuyor. Tüketiciler, sürdürülebilirlik özelinde öncelikli yetkili olarak ürün veya hizmeti sunan şirketleri ayrıca kamu yönetimini görüyorlar. Bu bize, şirketlerin daha iyi bir müşteri deneyimi sunmak için sürdürülebilirliğe de odaklanması gerektiğini söylüyor. ”
Raporda öne çıkan 5 trend
Ekonomik koşulların tüketicilerin alım gücüne etkisi
Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 40’ı ekonominin önümüzdeki 10 yılda daha iyiye gideceğine katılmazken, bu oranın 2006’dan bu yana ilk kez ekonominin daha iyiye gideceğine katılanların oranını geçtiği görülüyor. Pandemi sürecinden bu yana, Türkiye’de makroekonomiye dair gelişmeleri olumsuz olarak değerlendirenlerin oranı yüzde 50’den yüzde 71’e çıkarken, katılımcıların mikro düzeydeki değerlendirmelerinin makro görünüme kıyasla daha iyimser olduğu görüldü. Bu noktada ülke makroekonomisini olumsuz olarak nitelendirenlerin oranı yüzde 71 iken, kişisel ekonomi değerlendirmesinde bu oran yüzde 37 seviyesinde kaldı.
Giderek artan dijital kanal kullanımı
Kategoriye bağlı olarak, her 10 tüketicinin ortalama 6’sı mobil cihazlardan ve/veya bilgisayardan alışveriş yapıyor. Dijital kanalların en çok tercih edildiği kategorilerin konaklama, ulaşım ayrıca eğlence olduğu görülürken hem alışveriş tercihlerine etkisi hem de bilgilendirme kaynağı ayrıca satın alma kanalı olarak kullanılması, yeni kuşakların tüketici segmentine dahil olmasıyla artan bir hızla yaygınlaşmaya devam ediyor.
Mağazalar bilgilendirme ayrıca deneyim merkezine dönüşüyor
Market alışverişi, giyim ayrıca tüketici elektroniği/elektrikli ev aletleri kategorilerinde tüketici, mağazayı halen en önemli bilgilendirme alma kanalı olarak görüyor. Tüketici elektroniğinde en çok tercih edilen satın alma kanalları mağazalar (%67), mobil telefondan online alışveriş (%44) ayrıca bilgisayardan online alışveriş (%30) olarak sıralanıyor. Elektrikli ev aletlerinde de satın almada tercih sıralaması aynı olmakla birlikte, oranlar şu şekilde değişiyor: mağazalar (%73), mobil telefondan online alışveriş (%40) ayrıca bilgisayardan online alışveriş (%25). Market alışverişinde tüketicilerin yüzde 81’i bilgilendirme amaçlı mağaza ziyareti yaparken, giyim kategorisinde satın alma kanalı olarak, her 15 tüketiciden 7’si mağazaları, 5’i mobil telefondan online alışverişi ayrıca 3’ü bilgisayardan online alışverişi tercih ediyor.
Trend teknolojilerin adaptasyonu beklentilerin altında
Yeni bir ticaret kanalı olarak ön plana çıkması muhtemel sosyal medya, halen tüketicilerin öncelikle bilgilendirme almak için kullandığı bir ortam konumunda. Hayatımıza çok kısa süre önce giren Metaverse ayrıca NFT terimleri tüketiciler nezdinde yüzde 25’lik bilinirliğe ulaşmış durumda. Kripto paralar özelinde ise bilinirlik toplumun tüm kesimlerinde daha fazla.
Sürdürülebilirliğin artan önemi
Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 71’i sürdürülebilirlik kavramını duyduğunu söylüyor. Sürdürülebilirlik özelinde sorumluluğun halen kamu yönetimlerinde ayrıca ürün/hizmet alınan kurumlarda olduğunu düşünen tüketiciler, bu alanda kendilerine düşen sorumluluğu oldukça kısıtlı görüyorlar. Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 64’ü halkın sürdürülebilir davranış ve/veya yaşam tarzına özendirilmesi özelinde en büyük sorumluluğun kamu yönetiminde olduğunu ifade ediyor.