tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5270
EURO
34,9310
ALTIN
2.432,08
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
16°C
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
19°C

Kirli havalarda dışarı çıkmak zorunluysa mutlaka maske kullanılmalı

Kirli hava en çok yaşlıları ayrıca çocukları olumsuz etkiliyor

Kirli havalarda dışarı çıkmak zorunluysa mutlaka maske kullanılmalı
16.01.2023 00:22
0
A+
A-

Kirli hava en çok yaşlıları ayrıca çocukları olumsuz etkiliyor

Kış aylarında ortaya çıkan yoğun sis ayrıca hava kirliliğinin en fazla etkilediği organın akciğer olduğunu belirten Anestezi ayrıca Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Anış Arıboğan, hem akciğer kapasitelerinin düşük hem de immün sistemlerinin yetersiz olabilmesi sebebiyle kirli havadan en çok çocukların ayrıca yaşlıların etkilenebileceğini söyledi. Havadaki partiküller ile ya da gazlarla temasın azalması için dışarıda mutlaka maske kullanılmasını tavsiye eden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Evden çıkmak zorunlu bir hal aldıysa sağlığınız için maske takmalısınız” uyarısında bulundu. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Anestezi ayrıca Reanimasyon Uzmanı Prof. Dr. Anış Arıboğan, sisli ayrıca özellikle kirli havanın akciğer hastalıkları üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Yeterince oksijene kavuşamazsak kendimizi zehirleriz

Kirli havanın en fazla etkilediği organın akciğer olduğunu belirten Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Kirli hava, bizim ulaştığımız konforun maalesef bir bedelidir. Gerek endüstri alanında gerekse şehirleşme dediğimiz daha kolay bir yaşam biçiminin hayatımıza getirdiği ciddi bir olumsuzluktur. Kirli havanın en fazla etkilediği organ da akciğerdir. Biz, havaya ayrıca oksijene ihtiyacı olan canlılarız. Oksijen bizim olmazsa olmazımız ayrıca bunu alabildiğimiz tek alan hava. Eğer havada yeterince oksijene kavuşamazsak, üstelik son derece toksik ayrıca irritan dediğimiz gaz ayrıca partiküllerle, sırf nefes alma uğruna buluşursak kendi kendimizi zehirliyoruz, hasta ediyoruz demektir.” dedi.

Kirli hava, akciğer hastalıklarını olumsuz etkiliyor

Kirli havanın pek çok akciğer hastalığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “En fazla akciğer hastalığı olanlar, hava kirliliğinden etkileniyor. Covid-19 nedeni ile zatürre geçirmiş hastalar olumsuz etkilenebiliyor. Hava kirliliğinden tekrarlayan akciğer enfeksiyonları yaşanabiliyor. İrritan hava yolları, nefes alamamak gibi şikayetler ayrıca  boğulma hissiyle hastaneye başvuran hastalar olabiliyor. Hava kirliliği sebebiyle alerjik akciğer şikayetiyle izlenen bir çocuk hasta ya da erişkin bir birey de sorunlar yaşayabilir. Koklanan egzoz gazları, sisin getirdiği yapışık partiküller veya evdeki herhangi bir malzeme, örneğin parkelerdeki cilalar, deodorantlar, parfümleri akciğer hastalıklarını daha da kötüleştirecektir. Bunun sonu hastane bakımıdır, zatürredir, hava yollarının kapanmasıdır. Ve yoğun bakımda solunum desteğine kadar gidebilir.” uyarısında bulundu.

Akciğer hastaları bu havalarda ne yapmalı?

Akciğer hastalarına bu havalarda nasıl hareket etmelerine ilişkin önerilerde de bulunan Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Akciğer ile ilgili bir problemimiz hava kirliliği ile bağlantılı kronik bir süreç olabilir veya hava kirliliği haricinde ortaya çıkmış bir rahatsızlık olabilir. Örneğin akciğerinizle ilgili bir kanser ameliyatı oldunuz veya astım tanınız var ya da alerjik hava yolları bulunan çocuklarınız var. Öncelikle yaşam biçiminize dikkat edeceksiniz. Hava kirliliği aslında kronik bir süreçtir. Hem dış ortam hem de iç ortamda biz zehirlenebiliriz. Ancak şu anda konuştuğumuz şey özellikle kışın da sebep olduğu, ısınma gibi özel durumların da ekleme yaptığı akut durumlardır. Maruziyeti azaltmak gerekir.” uyarısında bulundu.

Sigara içilen alanlardan uzak durulmalı

Herhangi bir akciğer problemi, konmuş bir tanı, geçirilmiş bir hastalığı olan kişilerin egzoz gazının fazla olduğu alanlardan uzak durması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Bu kişiler tren istasyonları, termik santraller, kalabalık ayrıca çok sigara içilen alanlardan uzak durmalıdır. Evinizin ayrıca yerleşim şartlarınızın, hava kirliliğine sebep olan nedenlerden fabrikalardan, trafik gazlarından biraz daha uzakta olması lazım. Temiz havaya açık ortamlar olması önemli. Onun haricinde da yakıt seçiminizde, ısınma koşullarınızda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Yemek koşullarınız, yemek ile ilgili kullandığınız gazların nasıl olduğunun doğru seçilmesi lazım. Ancak bunlar daha kronik süreci ifade eder. Örneğin ısınma uğruna kullandığımız düşük kalorili kömürler vardır. Bunlar çok toksik bir madde olan sülfür gazı salgılıyorlar. Zaten şehirde de fark ediyoruz, son derece irritan, değişik ayrıca keskin bir koku. Bunlardan uzak durmamız lazım. Doğru yakıt bizim ömrümüze hükmeden bir şey. Küçük yararlılıklar bizim ömrümüzü etkileyecek problemlere sebep olabilir. Trafik şartlarından, kalabalıktan mümkünse uzak duralım. Özellikle yakıtla ilgili seçimlerimizde dikkatli olmaktan kaçınmayalım ayrıca özen gösterelim.” dedi.

Kirli havalarda dışarı çıkılmaması tavsiye ediliyor

Hava kirliliğinin izlenmesi gereken bir durum olduğunu, bununla ilgili bakanlıklar ayrıca halk sağlığı uzmanlarının sürekli ölçümler yaptıklarını kaydeden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Partikül sayısı belli bir değeri geçtiğinde, zehirli gaz oranı belli bir seviyenin üzerine çıktığında uyarıda bulunuyor. Bugün birçok gelişmiş ülkede kullanılan yöntem bu ayrıca kişilere olan ilk tavsiyeleri dışarı çıkmayın oluyor. Örneğin dışarda yapılan spor aktivitelerini durduruyorlar, çocukların ayrıca yaşlıların evde kalmasını teşvik ediyorlar.” dedi.

Çocuklar ayrıca yaşlılar kirli havadan korunmalı

Kirli havalardan korunması gereken iki önemli grup bulunduğunu, bunların çocuklar ayrıca yaşlılar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Hem akciğer kapasiteleri düşük hem de immün sistemleri yetersiz olabilir. Özellikle yaşlılarda, bir de kronik dediğimiz dolaşım sistemi ayrıca nörolojik problemler eklenirse, bu kişilerin hava kirliliğinin yüksek olduğu yerlerde dikkatli olmaları ayrıca olabildiğince evde kalmalarını tavsiye ediyoruz. Yayın organlarının hava kirliliği ile ilgili yaptıkları uyarılara önem vermelerini rica ediyoruz.” dedi.

Dışarıda mutlaka maske kullanılmalı

Havadaki partiküller ile ya da gazlarla temasın azalması için maske kullanılmasını tavsiye eden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Evden çıkmak zorunlu bir hal aldıysa sağlığınız için maske takmalısınız. Bu durumlar için N95 maskeler tavsiye edilmektedir. Maske çok önemli bir koruyucudur. Dışardan uzak durulmalı, çalışma ortamı sürekli havalandırılmalı, klimalı ortamlarda klima için uygun filtreler kullanılmalıdır.” dedi.

Uygun solunum egzersizleriyle akciğer kapasitesi artırılabilir

Akciğer kapasitesinin artırılabileceğini kaydeden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Bunun için kronik akciğer problemi olan hastaların veya tanıları bulunan kişilerin ortamdan uzak durdukları gibi nefes açıcı tedavilerine özen göstermelerini ayrıca dışarı çıkmamalarını öneriyorum. Fakat uygun solunum egzersizleri ayrıca kararında spor da akciğer kapasitesini fazlasıyla artırmaktadır. Özellikle akciğer kapasitesini artıracak yürüyüşler veya üst vücut bölgesi ile ilgili egzersizler mevcut kapalı hava yollarının açılmasına fayda sağlar. Böylece hem toksik madde ile ilgili yüzeyi değiştirirken, sağlam akciğerlerin devreye girmesine, vücudumuza ayrıca beynimize daha fazla oksijen gitmesine yarar sağlayacaktır.” dedi.

Akciğer kapasitesinin artırılmasını sağlayan triflo denilen üflemeli düzenekler olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Anış Arıboğan, “Basit fakat çok efektif uygulamalardır. Bunları da üfleyerek akciğer kapasitesini artırabilirsiniz. Kullanımını fizyoterapistlerden veya internetten öğrenebilirsiniz. Meditasyon da bir yöntemdir. Çünkü meditasyondaki derin nefes egzersizleri akciğer kapasitesini artıran çok güçlü uygulamalardır.” dedi.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama elektronik sigara grup sex deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu