tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

Egeli kâşiflerden Orta Asya Türk tarihine ışık tutan araştırma

Kırgızistan’da yeni Petroglif sahası keşfedildi Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) öğrencileri Ali Güler, Zeynep Kara …

Egeli kâşiflerden Orta Asya Türk tarihine ışık tutan araştırma
09.11.2022 00:05
0
A+
A-

Kırgızistan’da yeni Petroglif sahası keşfedildi

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) öğrencileri Ali Güler, Zeynep Kara Güler ayrıca Gürcan Pirincçi Kırgızistan Tanrı dağlarında yürüttüklerin araştırmaları sonucunda yeni bir petroglif sahası keşfetti. Egeli gençlerin keşfi ile birlikte Saymalıtaş’tan sonra bölgedeki ikinci büyük petroglif sahasının varlığı ortaya konuldu.

TDAE Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Karatay, “Daha önce Orta Asya’da diplomatik görevlerde bulunmuş Zafer Ersöz Bey’in önerisi ile enstitümüz tarih bölümünden oluşturduğumuz arkeolog, filolog ayrıca halkbilimciden oluşan ekibimiz Kırgızistan’da yeni bir petroglif sahası keşfetti. Tanrı dağlarının ücra bir kesiminde bulunan sahanın daha önce bilim dünyasında dikkat çekmediğini yaptığımız çalışmalar neticesinde gözlemledik. Bölgede yapılan başarılı geçen araştırma sürecinde ekibimiz, açık ayrıca kapalı alanda sayısız kaya resimlerinin bulunduğu bir sahanın farkına vardı. Mağaralarda ayrıca dışarıdaki kayalarda bulunan resimlerden tespit edilebilenler kayda alındı ayrıca önemli bir kısmı yerinde incelendi. Burası evrensel bir öneme sahip çünkü yeni taş döneminden başlayarak binlerce yıl boyunca değişik insan toplulukları mağaraların içinde ayrıca haricinde oraya izlerini bırakmışlar. Hem kazıma, hem de oyma tekniği ile yapılan resimlerde en ilkel çizimlerden Göktürk dönemine kadar kalıntılar var” dedi.

Keşif süreci hakkın bilgilendirme veren Ali Güler, “Bizim için önemli olan şuydu atalarımız Orta Asya’dan geldi bunu tarihsel süreçte çok net görüyoruz. Onların tarihi ile ilgili çalışmalar yapılıyor ama bu çok kısıtlı. Aslında bizi orada, o bölgede araştırma yapmaya iten bu oldu. Osman hocamızın teşvikleri ayrıca Zafer beyin destekleri ile oraya ilk yolculuğumuzu gerçekleştirdik. Tanrı dağlarının ücra bir kesiminde bulunan saha ile ilgili bölge halkının bilgisi dahi yoktu. Bölge oldukça yüksek dağlık bir alanda ulaşımın neredeyse imkânsız dendiği bir noktada idi. Bizim teşviklerimiz ayrıca sorgularımız neticesinde bölgeye ulaşmış olduk. Bölge ayrıca alan araştırması süresince tesadüfi olarak keşfettiğimiz bir alandı burası. Yoğun araştırmalarımız neticesinde bölgenin büyük bir mağara alanından ayrıca bunun yanında irili ufaklı kovukların duvarlarına resmedilmiş boyama ayrıca kazıma tekniği kullanarak yapılan birçok sıra dışı petroglifin olduğunu fark ettik. Detaylı incelemeler neticesinde farklı bölgelerde de keşifler yapmaya başladık. Fark ettik ki bölge farklı dönemlere ayrılıyor. Hem kazıma, hem de oyma tekniği ile yapılan resimlerin çeşitli katmanlar oluşturduğu en ilkel çizimlerden başlayarak, bazılarının Göktürk dönemine kadar uzandığını gözlemledik. Özellikle bazı figürlerin doğrudan İskit dönemine tarihlendirilen figürlerle birebir neredeyse benzediğini gördük. Dolayısıyla burada bir İskit dönemini varlığından söz etmek şu an için mümkün gözüküyor. Detaylı analizler yapıldıktan sonra tarihler net bir şekilde ortaya çıkacaktır” dedi.

“Bölgedeki petrogliflerde Türklerin izi var”

Ali Güler, “Ve Göktürklerde hanedan tamgası olarak kullanılan dağ keçisi figürünün birebir aynısını burada bulunduğumuz ifade etmek isterim. Bunun neticesinde buranın Göktürk döneminde de ziyaret edildiğini düşünüyoruz. Yeni taş çağından başlayarak Göktürk dönemine kadar devam eden bir süreçte farklı topluluklar tarafınca buranın ziyaret edildiğini söylemek mümkün. Ve yakınlarda bulunan buranın doğrudan Türklerle ilgili olduğunu söyleyebilmemiz açısından önemli bir işaret olan bölgeye yakın bir noktada balbal dediğimiz bilim dilinde ‘taşbaba’ olarak adlandırılan bir heykele rastladık. Bu da bizlere doğrudan o dönemde Türklerin uğrak yeri olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu petrogiliflerin de Türkler tarafınca yapılmış olma ihtimalini yine balbal sayesinde kuvvetlendirmiş oluyoruz. Bölgede petrogliflerin dışında savaş sahnesinden kutlama sahnelerine kadar değişik sahneler mevcut. Bu bölgenin özelliği ise Saymalı taşa gittiğinizde orada sadece kazıma ayrıca oyma tekniği ile yapılan figürler mevcutken burada aynı zamanda boyama tekniği ile yapılan figürlerde mevcut yani burada her ikisini de bir arada görebiliyoruz. Bu anlamda bölge bir ilki barındırıyor” dedi.

Gürcan Pirincçi ise, “Bu bölgedeki kaya resimlerinin bir özelliği de, bölgede ilk kez olmak üzere, kırmızı boya kullanıldığını görüyoruz. Bu bağlamda bölgeden karbon testi yaparak boyaların yaşını hesaplamak üzere numuneler getirdik. Ayrıntılı incelemelerden sonra bu kaya resimlerinin bölgenin en eski sakinlerinin tarihine ışık tutacağı ayrıca Orta Asya tarihinin erken dönemlerini de aydınlatacağını düşünüyoruz. Bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen başta Prof. Dr. Osman Karatay hocamıza, Zafer Ersöz’e ayrıca sponsorlarımızdan Yakup Bey ayrıca Aslan Bey’e bizlere verdiği maddi ayrıca manevi destekler için çok teşekkür ediyorum” dedi.

“Keşfettiğimiz alan bir inanç merkezi olabilir”

Batı Göktürk kağanlığının merkezi olan ayrıca Göktürklerin Akdağ olarak adlandığı bölgeye yakın bir yerde bulunmadığını ifade eden Zeynep Güler ise, “Bu bölgenin yaylak ayrıca yerleşimlerden uzak oluşu nedeniyle bir merkezden ziyade kutsal alan olarak kullanıldığı düşünüyoruz. Göktürklerin Altaylar bölgesinde bulunan Atalar Mağarası’na atfettikleri kutsallığın Tanrı dağları bölgesinde de buradaki mağaraya atfedildiğine dair işaretler bu bölgenin bir inanç merkezi, bir sunak alanı olduğu düşüncesini de kuvvetlendiriyor. Ayrıca, mevzu bahis sahanın hemen yakınında olmasa da, yakın çevresindeki bölgede kurgan benzeri yapılara da rastladık. Eski dönemlerde Atalar Mağarası ayrıca kurganların yaşam alanlarından uzak yerlerde olmasına dikkat ediliyordu. Mağara duvarlarındaki resimlerin içeriğinde de, bazı sahnelerin kutsal bir alanla ilişkilendirilebilecek özellikte olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Petroglif Nedir?

Bir petroglif, bir kaya sanatı biçimi olarak, bir kaya yüzeyinin bir kısmını kazarak, oyarak veya aşındırarak oluşturulan bir görüntüdür.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama elektronik sigara grup sex deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort