tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
18°C
Salı Az Bulutlu
19°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C

Dijital reşitlik yaşı kaç olmalı

Çocukların dijital basın kullanımı kısıtlanmalı mı? Sosyal medyanın çocuklar tarafınca çok yoğun şekilde kullanılmasının beraberinde birçok …

Dijital reşitlik yaşı kaç olmalı
10.10.2022 13:41
0
A+
A-

Çocukların dijital basın kullanımı kısıtlanmalı mı?

Sosyal medyanın çocuklar tarafınca çok yoğun şekilde kullanılmasının beraberinde birçok sakıncaları da getirdiğine göze çarpan uzmanlar, dijital reşitlik kavramının altını çiziyor. Kimi ülkelerde 13, kimilerinde 16 olarak belirlenen dijital reşitlik yaşında henüz bir uzlaşı sağlanmadığını ifade eden uzmanlar, dijital reşitlik yaşının belirlenmesi halinde çocukların da sorumluluk alabileceğini belirtiyor. Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, çocukların dijital basın olanaklarından mahrum bırakılmasının doğru olmadığını kaydediyor.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Basın ayrıca Gazetecilik bölümünden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, dijital reşitlik özelinde değerlendirmede bulundu.

Dijital reşitlik yaşı belirlenirse çocuklar sorumluluk alabilir

Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, UNICEF’in 2017 tarihinde yayınladığı “Dünya Çocuklarının Durumu 2017: Dijital Bir Dünyada Çocuklar” başlıklı raporda da belirtildiği gibi her çocuğun dijital mecraların getirilerinden eşit bir şekilde faydalanabilmesi, tehditlerinden de sakınarak kendilerini koruyabilmesi gerektiğini belirterek “Çocukların sosyal medyaya katılımı, kendini ifade edebilme olanağının olması gibi hakları çeşitli ülkelerde ‘Dijital Reşitlik Yaşı’ politikası kapsamında sağlanıyor.” dedi.

Dijital reşitlik yaşı her ülkede farklı

Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya ayrıca Birleşik Krallık gibi ülkelerde dijital reşitlik yaşı 13; Almanya, Macaristan, İrlanda ayrıca Romanya gibi ülkelerde ise 16 kabul ediliyor. Fakat belirli ülkelerin standartlaştırma çalışması olsa da uluslararası düzeyde belirli bir standardı henüz yok. Buna göre, dijital reşitlik yaşının en az 13 olduğu kabul edildiğinde, daha küçük yaştaki çocukların dijital basın kullanımı ayrıca buna yönelik kontrol ayrıca denetimlerinin sağlanması ebeveynlerinin sorumluluğundadır.” diye konuştu.

Dijital mecralar dikkat çekici unsurlar barındırmaktadır

Dijital medyanın çocuklar açısından dikkat çekici unsurlar barındırdığını kaydeden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Hareketli görüntüler, fotoğraflar, videolar özellikle sosyal basın gibi etkileşimli dijital mecralarda ilgi çekmektedir. Dikkat çekme aynı zamanda eğitimin bir parçasıdır. Öğrenme dikkatle başlar ayrıca ilgi, güven, tatmin aşamaları ile kalıcı hale gelir. Buna ARCS (Attention-Relevance-Confidence-Satisfaction) motivasyon modeli de diyoruz. Bir içeriğe dikkat çekmek ayrıca onu kalıcı hale getirmek bu şekilde mümkün oluyor. Dikkat sağlanamadığında görülen ya da işitilen şeyler kısa süreli bellekte kalıyor, kalıcı belleğe ulaşmadan bir süre sonra unutuluyor. Dolayısıyla dikkat çekici unsurları barındıran dijital mecraların çocuk ayrıca yetişkinlerin öğrenmesinde işe katılması önemlidir.” diye konuştu.

Sosyal basın için standardizasyon çalışmalarına ihtiyaç var

Eğer yararlı kullanıma kavuşursa sosyal medyanın akılda kalıcı unsurların işe katılmasıyla eğitim amaçlı kullanılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Haber takibi, eğitsel içeriklere ulaşma, ulaşılması günlük hayatta zor ya da mümkün olmayan uzaktaki kişilerle iletişim kurma ayrıca hatta dil öğrenimi gibi pek çok avantajı vardır. Bu mecraların olumlu yanlarından yararlanabilmek için tabi dijital basın okuryazarlığı becerilerine sahip olmak gereklidir. Özellikle çocuklar açısından tehdit edici yanları düşünüldüğünde, kullanım yaşı gibi belirli standardizasyon çalışmalarına ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.” dedi.

Ebeveynlerin de dijital basın okuryazarlığı becerilerine sahip olması gerekir

Çocukların bilişim teknolojileri ile karşılaşması ayrıca deneyimlemesi ailelerin kontrolünde olduğundan ebeveynlerin dijital basın okuryazarlığı becerilerine sahip olmasının da önemine işaret eden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, “Bu becerilerin çocuğa ilk aktarıcısı ebeveynleridir. Dijital basın okuryazarlığı kapsamındaki; dijital basın kullanım süresi, doğru bilginin teyit edilmesi, dezenformasyondan korunma, sahte hesapları fark etme, içeriklerin uygun bir şekilde seçilmesi ayrıca yayınlanması, etik kurallara uyma, duygusal yayılıma dikkat etme ayrıca olumsuz içeriklerden korunma gibi birtakım becerilere her yaştan bireyin sahip olması beklenmektedir.” dedi.

Dijital basın olanaklarından mahrum bırakmak doğru değil!

“Çocukların günümüz şartlarında dijital medyadan mahrum bırakılması doğru değildir” diyen Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, şunları söyledi:

“Eğer dijital reşitlik yaşı ayrıca bununla ilgili politikalar belirlenirse çocukların dijital basın olanaklarından faydalanabilmesi sağlanabilir. İlköğretim müfredatında ye alan Bilişim Teknolojileri dersinde dijital basın okuryazarlığı becerileri kazanımı hedeflenirse çocukların dijital basın kullanım sorumluluğunu almalarına hazırlık yapılabilir. Dijital Reşitlik Yaşı ise, ülkemizde yasal çerçeayrıca ile belirlenebilir ayrıca bu konuda ancak uygulanabilir politikalar sağlanırsa ayrıca kültürel yayılım için bilgi çalışmaları yaygınlaştırılırsa çocukların dijital basın mecralarından sağlıklı bir şekilde yararlanabilmesi mümkün olacaktır.”

13 yaş altındaki çocuklar için Youtube tehlike oluşturabilir

13 yaşın altındaki çocukların dünya genelinde yaygın olarak Youtube mecrasını kullandığını ifade eden Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, sözlerini şöyle tamamladı:

“Araştırmalar incelendiğinde, İsveç’te Youtube kullanımı 9-18 yaş aralığında birinci sırada gelmektedir. İngiltere’de ise, 8-11 yaş arası çocukların 81’inin Youtube kullandığı belirtilmektedir. 9-12 yaşlarındaki İsveç çocuklarla grup görüşmeleri ayrıca gözlem yapılarak yürütülen araştırmada, çocukların izledikleri bir Youtuber’ı kendilerince kimlik oluşturmada inşa ettikleri, yani takip edilen fenomenin çocuğun kim olduğunu belirlemede etkili olduğu bulunmuştur. Bu durum aslında 13 yaş altı çocukların sosyal basın kullanım sorumluluğunu almaları ayrıca kendilerini zararlı içeriklerden korumaları için henüz erken olduğunu göstermektedir. Kendi kişilik özellikleri yerine fenomenlerin kişiliğine bürünmeleri çocuklar için tehlike oluşturabilir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama elektronik sigara grup sex deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort