Sonbaharla birlikte havaların soğumaya başlaması, okulların açılması ayrıca kapalı mekanlarda daha fazla vakit geçirilmesiyle solunum yolları …
Sonbaharla birlikte havaların soğumaya başlaması, okulların açılması ayrıca kapalı mekanlarda daha fazla vakit geçirilmesiyle solunum yolları enfeksiyonları daha sık görülmeye başlandı. Bir yandan da Covid-19 enfeksiyonu çeşitli varyantlarla tehdit olmaya devam ediyor. Solunum yolu enfeksiyonlarının yalnızca Covid-19 ayrıca gripten oluşmadığını, sonbahar ayrıca kış aylarında çok sayıda virüs ayrıca daha az oranda da bakterilerin enfeksiyonlara yol açabildiğini belirten Acıbadem Ataşehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ayrıca Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Büke, “Gribal enfeksiyonlarla birlikte şu an hakim olan Omicron sıklıkla BA.5 ayrıca daha az da BA.4’dür. Son günlerde ABD ayrıca İngiltere’de ortaya çıkan yeni bir alt varyant olan BA.4.6’nın da görülme sıklığı artmaktadır. Üst solunum yolu enfeksiyonu gibi seyreden ancak risk grubundaki hastalarda ciddi sorunlara yol açabilen bu varyantların özelliği, daha öncekilerden çok daha bulaşıcı olmalarıdır. Üstelik hastalığın geçirilmesiyle ya da aşı ile oluşan antikorların etkilerinden de kendilerini koruyabilmektedirler. Öte yandan Hindistan ayrıca Avrupa’da yeni bir Omicron varyantı daha var ki bu Omicron BA.2.75 olup, deney hayvanlarında akciğerlerde de çoğalma özelliği gösterdiği saptanmıştır. Bu durum, bu varyant yaygınlaşırsa yine ciddi ayrıca ağır bir Covid-19 enfeksiyonu anlamına geliyor” diyor. Sonbahar ayrıca kış aylarında kapalı ortamlarda daha sık bulunma, aşı tekrar doz oranlarının düşüklüğü ayrıca aşı tekrar dozlarının ihmali ile bu dönemde diğer mikroorganizmaların da enfeksiyon etkeni olarak görülme riskinin arttığını belirten Prof. Dr. Çağrı Büke, buna karşın bazı basit önlemlerle hastalıklardan korunmanın mümkün olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Çağrı Büke, sonbaharı sağlıklı geçirmenizi sağlayacak 7 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ayrıca önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Çağrı Büke, Covid-19 ayrıca gribin özellikle risk faktörüne sahip kişilerde ölümcül seyir gösterebildiğine dikkat çekerek hem Covid-19’a karşı tekrar aşı dozlarının hem de mevsimsel gribe karşı aşılanmanın önemine dikkat çekiyor. Özellikle 60 yaş ayrıca üzerindeki herkesin, 12 yaş ayrıca devamında ise; kronik hastalığı (diyabet, hipertansiyon, KOAH, kalp, kanser vb) olanların, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananların, obezite hastalarının ayrıca hamilelerin Covid-19 tekrar doz aşısı ayrıca mevsimsel grip aşılarının mutlaka yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çağrı Büke “Ve aynı evde risk faktörüne sahip kişiler ile birlikte bulunan sağlıklı kişilerin ayrıca sağlık çalışanlarının da aşılanması gereklidir. Covid-19 aşısı 80 yaş ayrıca üzerindeki kişilerde hastalığı geçirdikten ya da son doz aşısını olduktan 3 ay sonra tekrarlanmalıdır. Diğer kişilerde ise hastalığı geçirdikten 3 ay sonra ya da son doz aşı yapıldıktan 6 ay sonra uygulanmalıdır. Mevsimsel grip aşısı ise ideal olarak ekim ayı ortalarına ya da en geç sonuna kadar tamamlanmalıdır” diyor.
Tüm kapalı ortamlarda maske kullanımına özen gösterilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çağrı Büke, maskenin hem Covid-19’a hem de gribal enfeksiyonlara karşı korunmada kritik önem taşıdığını söylüyor. Solunum yolu enfeksiyonlarının yalnızca Covid-19 ayrıca gripten oluşmadığının altını çizen Prof. Dr. Çağrı Büke şöyle konuşuyor: “Sonbahar ayrıca kış aylarında çok sayıda virüs ayrıca bakteriler de bu tür enfeksiyonlara neden olurlar ayrıca bunların çoğuna karşı korunmak için mevcut aşı yoktur. Diğer mikroorganizmaların bulaşmasını önlemede de maske ciddi anlamda koruyucu özelliğe sahiptir. Yine açık ortamlarda dahi olunsa mesafenin korunamadığı alanlar içerisinde risk faktörüne sahip kişiler ile temas durumunda da maske kullanılmalıdır.”
Bağışıklık sisteminin güçlü olması, enfeksiyon hastalıklarına karşı korunmada büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Çağrı Büke, bu nedenle bağırsak flora yapısının korunması, düzenli ayrıca sağlıklı gıdalarla beslenme, yeterli dinlenme ayrıca günde en az 7 saat kaliteli uyku, düzenli egzersiz yapma (haftada en az üç gün, en az yarım saat tempolu yürüme, yüzme vb) ayrıca stresle başa çıkabilmeyi öğrenmenin bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasında rol alan belli başlı faktörler olduğunu vurguluyor.
Antibiyotiklerin bakteriyel enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanıldığını, ancak hekim tarafınca gerekli görülürse kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çağrı Büke, toplumda yapılan en büyük yanlışlardan birinin gelişigüzel antibiyotik kullanımı olduğunu vurguluyor. Bunun, vücudun bakterilere karşı direnç gelişmesine yol açacağını ayrıca vücudun savunma sistemini zayıflatacağını, antibiyotik kullanılması gereken durumlarda ise etki etmeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Çağrı Büke “Solunum yolu enfeksiyonlarının önemli ayrıca büyük kısmı virüsler ile oluşur ayrıca antibiyotiklerin etkisi yoktur. Ancak üzerine bakteriyel bir enfeksiyon eklendiğinde kullanmak gerekebilir. Bunun gerekliliği ancak konunun uzmanı tarafınca değerlendirmelerden sonra karar verilecek bir durumdur. Gelişi güzel antibiyotik kullanımı hem bağırsak florasını harap etmesi hem de direnç gelişimine yol açması sebebiyle sakıncalıdır” diyor.
Prof. Dr. Çağrı Büke hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hekime danışılmadan vitamin kullanılmasının sağlığa fayda yerine zarar verebileceğini belirterek şöyle konuşuyor: “Vitamin ayrıca mineral içeren ilaçlar, ancak mevzu bahis vitamin ayrıca mineraller kanda eksik olduğu saptandığında ya da etkin düzeylerde olmadıkları belirlendiğinde yerine konulursa etkilidir. Bunun haricinde solunum yolu enfeksiyonlarında, eksik ya da yetersiz değilken vitamin ya da minerallerin kullanımları ek katkı sağladıklarına ilişkin kesin ayrıca net veriler yoktur.Ve bazı vitaminler ayrıca mineraller vücutta birikip toksik etki gösterebilirler hatta organlara zarar verebilirler.”
Virüsler çoğunlukla öksürük, hapşırık ayrıca konuşma esnasında etrafa yayılan damlacıkların solunmasıyla bulaştığından soğuk algınlığı geçirmekte olan kişilerle yakın temasta bulunmamak gerekiyor. Karşımızdaki kişinin üzüleceği ya da darılabileceği gibi düşüncelerle öpüşmekten de kaçınmak çok önemli. Aksi taktirde virüsler solunum sistemi yoluyla yakın temasta kolayca bulaş imkanına sahip oluyor. Sosyal mesafeyi korumak ayrıca virüsler kalabalıkta çok daha fazla yayılma imkanı bulduğundan kapalı ortamlardan uzak durmak, ortamı sık havalandırmak gerekiyor.
“Bakterilerin vücuda en kolay girme yollarından birini de ellerimiz oluşturuyor” diyen Prof. Dr. Çağrı Büke, ellerin gerekli her durumda yıkanarak ya da dezenfektan kullanarak temiz tutulması gerektiğini, gün içerisinde başta ağız ayrıca gözler olmak üzere yüze kesinlikle sürülmemesini söylüyor. Özellikle tuvalet kapıları, toplu taşıma araçlarında tutunma yerleri ile metro ayrıca AVM’lerde yürüyen merdivenlerdeki tutunma yerlerine mümkünse kağıt peçete ile tutunmak ayrıca hemen ardından kağıt peçeteyi çöpe atmakta fayda var. Çıplak elle tutuluyorsa da elleri en kısa zamanda temizlemek şart.