tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5840
EURO
34,7992
ALTIN
2.514,18
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Sığınmacı ve mülteciler için geri dönüş mümkün mü

Sığınmacı ayrıca mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir Sığınmacı ayrıca mültecilerle ilgili konuların siyaset üstü bir mesele …

Sığınmacı ve mülteciler için geri dönüş mümkün mü
26.08.2022 10:06
0
A+
A-

Sığınmacı ayrıca mülteci sorunu küresel iş birliği ile çözülmelidir

Sığınmacı ayrıca mültecilerle ilgili konuların siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmasının önemini vurgulayan uzmanlar, evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğinin altını çiziyor. Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar özelinde küresel bir iş birliği yaparak göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, güvenli geri dönüş için göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması gerektiğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sığınmacı ayrıca mültecilerin toplumla entegrasyonu için alınması gereken önlemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türkiye, en fazla mülteci barındıran ülke konumundadır

Türkiye’ye Suriyeli ilk kafilenin 29 Nisan 2011 yılında ulaştığını kaydeden Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu tarihten itibaren Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı gittikçe artmıştır. Açık kapı politikası çerçevesinde Türkiye’ye giriş yapan hiçbir Suriyeli geri gönderilmemiş ayrıca kendilerine geçici koruma statüsü verilmiştir. Birçok Avrupa ülkesi mültecileri güvenliklerini tehlikeye düşüreceği kaygısıyla sınırlarını tel örgülerle kapatıp kabul etmediği dönemde hiçbir ayırım yapmadan 3,5 milyonu mülteciyi kabul etmiştir. Afganistan, Pakistan gibi diğer ülkelerden gelenlerle birlikte bu sayı daha da artmaktadır. Bu bağlamda Türkiye bir anda dünyada en fazla mülteci nüfusu barındıran ülkesi konumuna yükselmiştir.” dedi.

Yeni bir aşamaya geçildi…

Türkiye’nin sürecin başından itibaren hem devlet olarak hem halk olarak gelen mültecilere her türlü yardımı göstermeye çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Süleymanlı, “Türkiye uyguladığı bu insancıl politikayla tüm dünyaya örnek olmuştur.Fakat mültecilerinTürkiye’de kalma süreleri uzayınca mültecilerle ilgili durum yeni bir aşamaya geçmiş, zamanlaekonomik, sosyal, kültürel ayrıca güvenlik gibi çok boyutlu konular ayrıca sorunlar gündeme gelmeye başlamıştır.” dedi.

Geçici politikalar üretildi

Suriye’de iç savaşın bu kadar uzayacağının ayrıca mültecilerin bu kadar uzun süre kalıcı olduğunun öngörülemediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden de uzun süre daha ziyade geçicilik üzerinden politika üretildi. Daha çok palyatif çözümler üzerinden sorunların üstesinden gelmeye çalışıldı. Sayıları milyonları bulan mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye hazırlıksız bir şekilde yakalandığı bu göç krizi karşısında çeşitli uygulamalarda bulunmuş, göç yönetimi konusundaki girişimler bugün de halen devam etmektedir. Aynı şekilde Suriyeliler de “nasıl olsa döneriz” diye topluma uyum sağlamak için pek çaba sarf etmediler.” dedi.

Toplumsal yaklaşım ayrıca tutumlar da etkili

Göçle bağlantılı olan toplumsal uyum süreçlerinde bilinen başka bir bilimsel gerçeğin de bu sürece yerel toplumun yaklaşımının ayrıca tutumlarının çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şunları söyledi:

“Yerel toplumun toplumsal uyuma ilişkin yaklaşımı, büyük oranda ülkelerin de kendilerine yönelik hizmetlerin nicelik ayrıca niteliğindeki değişimle ilişkili kaygılarla birlikte zorlaşmaktadır. Bunun haricinde doğru bilinen yanlışlar ayrıca yerel halkın mültecilere sunulan haklar ile kendi haklarını kaybedeceğini düşünmeleri, toplumsal uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Örneğin Suriyelilerin iş gücü piyasa­sında yarattığı en önemli etki, Suriyelilerin kaçak yollarla ucuz işgücü olarak çalıştırılmaları ile ortaya çıkmaktadır. Suriyelilerin daha düşük ücretle çalışmaya razı olması bir çok yerde insanların işsiz kal­masına neden olmakta, bu da Suriyelilere yönelik dışlayıcı ayrıca ötekileştirici söylemleri daha da arttırmaktadır.”

Doğru bilgi yapılması gerekiyor

Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, bunun haricinde sığınmacıların farklı örneklerle sosyal medyada gündem olmalarının, özellikle sosyal basın üzerinden mültecilere yönelik dışlayıcı tutumu daha da tetiklediğini söyledi. Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Bu yüzden toplumsal bilgilendirme ayrıca bilinci artıracak doğru bilgi önem kazanmaktadır. Ve topluma yön verebilecek potansiyele sahip kişilerin de mültecilere yönelik nefreti ayrıca dışlamayı körükleyecek söylemlerden sakınmaları elzemdir.” dedi.

Geri dönüşün pek çok boyutu var

Geri dönüşün mülteci hareketleri için devletler tarafınca en çok tercih edilen çözüm yöntemi olduğunu belirten Prof.Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşün pek çok boyutu olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Devletlerin ayrıca uluslararası aktörlerin çabaları ile sığınan kişileri ülkelerindeki belirli güvenli bölgelere geri göndermeleri, en kalıcı ayrıca etkin çözüm olarak görülmektedir. Fakat bunları söylerken geri dönüş meselesinin çok ciddi bir mesele olduğu hususunu gözden kaçırmamız gerekir. Geri gönderme meselesinin öncelikle iç hukuk boyutu var. Yani kanunlar öncelikle ne diyor? Uluslararası hukuk boyutu var, yani Türkiye’nin dış yükümlülükleri. Zira Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası sözleşmelerde de belirtildiği üzere, geri dönüşün aslında tamamen güvenli, savaşın olmadığı, kişilerin aynı zamanda bireysel olarak çeşitli cezalandırmalara veya şiddete maruz kalmayacağı durumlarda yapılması gerekiyor. Siyasi boyutu kaçınılmaz. Yani işin ekonomik boyutu, toplumsal boyutu, özellikle belli bölgelerde temel hizmetlerde yoğunluk boyutu. Dış politika boyutu var. Uluslararası kamuoyundaki imaj, ülkenin imajıyla ilgili boyutu var. Örneğin Türkiye her vakit insanı yardım yapan ülke imajıyla ortaya çıktı. Bazı ülkeler ırkçılıkla aşırı sağ eğilimlerin artmasıyla hatta zalimlikle öne çıktılar ayrıca bundan rahatsız olmadılar.

Güvenli geri dönüş ortamı sağlanmalıdır

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşün ne derece mümkün olduğunun göçe sebebiyet veren durumların ortadan kalkması ayrıca büyük ölçüde güvenli dönüş ortamının sağlanmasına bağlı olduğunu belirterek “Zira geri dönüşte mültecilerin en önemli beklentileri, güvenlik ayrıca barış içinde yaşamaktır. Türkiye, bu amaç doğrultusunda güvenli bölge oluşturmak için yoğun çaba harcamaktadır.” dedi.

İhtiyaç duyulan desteğe erişimleri sağlanmalı

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, geri dönüşte sürdürülebilirliğin de önem arzettiğini ifade ederek “Özellikle sürdürebilirlik için geri dönen mültecilerin fiziksel, sosyoekonomik ayrıca politik boyutlarda ihtiyaç duydukları desteğe erişimlerini sağlamak önemlidir. Köken ülkede yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik güvenliği ayrıca kişilerin hak ayrıca hizmetlere erişimlerini sağlamak geri dönüşün sürdürülebilir olması açısından önemlidir.” diye konuştu.

Küresel bir iş birliği yapılmalı

Dünya devletlerinin küresel eşitsizlikler, yoksulluk, çatışmalar özelinde küresel bir iş birliği yaparak bu göçe kaynaklık eden ülkelerdeki durumun iyileştirilmesi için çaba harcamaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Gelir adaletsizliğinin bu derece keskinleştiği bir yapıda, göçü tamamen bitirmek mümkün değildir. Ve politikaların şeffaf ayrıca açık yürütülmesi gerekir. Bu, hem Türkiye’deki kamuoyunu bilgilendirmek hem de mültecilerin önlerindeki tabloyu açık olarak görmeleri için elzem. Eğitim, sağlık, temel haklar özelinde hangi politikaların uygulandığının, hangi hak ayrıca ödevlerin olduğunun paylaşılması gerekiyor.”şeklinde konuştu.

Siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmalı

Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Genel olarak mültecilerle ilgili konuları siyaset üstü bir mesele olarak ele alınması evrensel insan haklarını temel alacak bir yaklaşımın benimsenmesi önem arzetmektedir. Bu bağlamda topluma doğrudan seslenecek, topluma sesini duyuracak, bu konuda duyarlı mevcut iletişim kanallarını daha aktif kullanacak bir sivil bir anlayışın yerleşmesi gerekir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet elektronik sigara grup sex