tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5032
EURO
34,9509
ALTIN
2.430,07
BIST
9.799,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Madencilik ya da çevre diye ayrım yapmadan ülkeye değer katabiliriz

‘Avrupa’da şehrin merkezinde, tarım alanları ile iç içe madencilik yapılabiliyor’ İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) dünyada …

Madencilik ya da çevre diye ayrım yapmadan ülkeye değer katabiliriz
06.10.2022 13:06
0
A+
A-

‘Avrupa’da şehrin merkezinde, tarım alanları ile iç içe madencilik yapılabiliyor’

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) dünyada madencilik faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğünü göstermek amacıyla harekete geçti. İtalya’da madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bölgelere ziyaret gerçekleştiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ayrıca İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Avrupa Birliği ülkelerinde tarım, turizm, çevre ayrıca maden hepsi bir arada yapılabiliyor. Tarım veya maden ayrımı yapılmadan ülkeye değer katılıyor. Üzüm bağları, tarım alanları, göller, akarsular, şehir merkezleri ayrıca madenler Avrupa Birliği’nde ülkelerinde aynı bölgeler içinde yer alıyor. Ancak ülkemizde maalesef ki madencilik üzerine yapılan tüm algılar birini seçmek üzerine kurgulanıyor. Birini seçmek zorunda değiliz. İkisini birden, belli kriterlere uyarak bir arada yapabiliriz.” diye konuştu.

Türkiye’de son yıllarda madencilik üzerine oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıya karşı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) çalışmalarına hız verdi. Yurt içi ayrıca yurt haricinde madencilik faaliyetlerinin nasıl yapıldığını, maden çalışmalarının çevre ile iç içe, çevreye zarar vermeden devam edebildiğini kamuoyuyla paylaşmak isteyen İMİB Yönetimi, İtalya’da madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bölgelere bir ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı ayrıca İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya ayrıca Yönetim Kurulu Üyeleri, beyaz mermerleriyle meşhur İtalya’nın güneyinde bulunan Carrara bölgesini, Domodossola ayrıca Bergamo’da yer alan maden sahalarında incelemelerde bulundu.

TARIM AYRICA MADENCİLİK BİR ARADA HAREKET ETMELİ

İtalya’da yapılan ziyaretlerin net bir şekilde tarım, madencilik, çevre ayrıca turizmin birbiriyle ‘siyah-beyaz’ gibi bir ayrım yapılmadan yürütülebileceğinin en büyük kanıtı olduğunu söyleyen Rüstem Çetinkaya, “Tüm bu faaliyetler birbiriyle iç içe devam ediyor. Zaten madencilik ayrıca tarımın, çatışan değil iç içe olan, birbiriyle sürekli yan yana hareket etmesi gereken iki sektör olduğunu söylüyoruz. Maden ya da çevre diye seçim yapmadan, ikisinin de bir arada yapılabileceğini biliyoruz. Ancak ülkemizde maalesef ki madencilik üzerine yapılan tüm algılar, birini seçmek üzerine kurgulanıyor. Birini seçmek zorunda değiliz. İkisini birden, belli kriterlere uyarak bir arada yapabiliriz.” diye konuştu.

‘ÖNCE İNSAN, SONRA ÇEVRE, SONRA MADEN’ DİYORUZ

Bir ülkenin kaynağı varsa bunun çıkarılması gerektiğini, ülkenin gelişimi için bunun şart olduğunu kaydeden Rüstem Çetinkaya, “Çin gayrisafi milli hasılasının yüzde 20’sini madenlerden elde ediyor. Rusya’da bu oran yüzde 14. Bir ülkenin bir kaynağı varsa o kaynağı çıkarmak zorundasınız. Ülkemiz doğalgaz, petrol olarak zayıf bir noktada. Bu yüzden ülkenin yeraltı kaynaklarını en verimli şekilde kullanmalıyız. Bu yüzden İMİB olarak madenlere karşı olan çeşitli kuruluş ayrıca vakıflar ile temasa geçtik. Kendileriyle bir araya gelmek istediğimizi resmi yazılarla bildirdik. Ancak geri dönüş alamadık. Bir kez daha çağrımızı tekrarlıyoruz. ‘Madencilik ayrıca çevre bir arada olabilir’ diyoruz. Toplumun ayrıca kuruluşların endişelerini bilimsel çerçevede tartışmaya, konuşmaya hazırız. Biz de aynı endişeleri taşıyor, buna göre hareket ediyoruz. Unutulmasın ki çevre duyarlılığı en fazla olan bizleriz. Maden sektörü olarak ‘önce insan, sonra çevre, sonra maden’ diyoruz. İtalya’daki örnekler gibi dünyada bu işin nasıl yapıldığını herkese göstermek istiyoruz. Tüm bunları gördükten sonra madenlere karşı olan ilgili tüm vakıf ayrıca kuruluşlarla birlikte madenciliğin kurallarını beraberce düzenlemek isteriz.” ifadelerini kullandı.

‘DAHA İYİ MADENCİLİK İÇİN’ HİBE KREDİ BİLE VERİLİYOR

47 ülkeden 1.168 firmanın yer aldığı, Türkiye’den 146 firmanın bulunduğu, milli katılımı İMİB tarafınca organize edilen İtalya’nın Verona şehrinde düzenlenen Marmomac 2022 Fuarı’nın ardından açıklamalar yapan Rüstem Çetinkaya, Domodossola’ya yaptıkları ziyaret hakkında şunları söyledi: “Doğa ile iç içe madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bir bölge burası. Şehrin tam ortasında madencilik yapılıyor. Şehirle iç içe olan maden sahalarının hemen yakınından İsviçre Alpleri’nden gelen akarsular geçiyor. Madenin içinde kontrollü bir şekilde patlatma işlemi yapılabiliyor. Madenin yine yanı başında 300 yıllık bir şapel yer alıyor. Hatta bu şapelin verilen izinle taşınacağını öğrendik. Eğer Türkiye’de böyle bir durum olsaydı regülasyonlar gereği, tarihi eser 300 metrelik koruma bandına alınacaktı. Maden sahası da 300-400 metrelik bir alanı kapsadığı için o alanda madencilik yapılamayacaktı. Madenlere izin verilmesi noktasında yer alan tüm bakanlıklar ayrıca ilgili kurumlar bu sahada maden çalışması yapılmasına ‘red’ verecekti. Ancak, bugün İsviçre sınırına sadece 20 dakika mesafede, cennet bir alan içerisinde, şehrin dibinde maden çalışmaları yapılabiliyor. Günde 3-4 kez patlatma işlemi dahi gerçekleştiriliyor. Hatta gittiğimiz başka bir maden sahasında kullanılan kule vinçler, evlerin çatısının üzerinden geçiyordu. Yine Verona yakınlarında Lombardiya bölgesindeki doğa harikası gölün hemen sıfır noktasında bulunan maden ocağının 2035’e kadar ruhsatı olduğunu öğrendik. Maden ruhsatının süresinin dolmasının ardından faaliyetin sona ereceğini düşündük. Ancak Avrupa Birliği’nin Horizon 2020 projesinden hibe kredi alan şirket, faaliyetlerine devam edebilecek. Bu kredinin verilmesinin nedeni ise daha iyi madencilik yapabilmesi.”

AVRUPA’DA SAYGIN BİR MESLEK TÜRKİYE’DE ÇEVRE KATİLİ OLARAK GÖRÜLÜYOR

İtalya’da yapılan çalışmalarda zeytin ya da mermer kıyaslaması yapılmadığına değinen Rüstem Çetinkaya, “Avrupa Birliği ayrıca dolayısıyla İtalya’da çevre bilinci çok yüksek. Böyle bir ülkede dahi zeytin ya da mermeri birbiriyle kıyaslamadan ekonomiye katkı sağlanıyor. Maden sahalarında yapılan çalışmaları görüyoruz. Mevzu Bahis bölgeler tüm bu faaliyetlerinin haricinde yüzbinlerce turist ağırlıyor. Göllerin, nehirlerin olduğu yerlerde madencilik faaliyetleri devam ediyor. Tonlarca mermer bloklarını taşıyan kamyonlar, şehrin içinden geçebiliyor. Ancak Türkiye’de kamuoyu, toplumdaki örgütler, bazı çevreler tarafınca yanlış yönlendiriliyor. Karar vericiler de bu baskının altında eziliyor. Tüm raporlar ayrıca akademik çalışmalara rağmen karar vermekten çekiniyor. Yasal olarak izinler alınmış olmasına rağmen Türkiye’de çalışmaları çevresel baskılar sonucunda durdurulan maden ocakları var. Hatta görev alanlarında olmamasına rağmen belediyeler dahi dava açıyor. Ancak bu faaliyetler Avrupa Birliği ülkelerinde herkesin dahil olduğu bir planlama dahilinde yürütülüyor. Merkezi karar alma mekanizması ayrıca yerel yönetimler alınması gereken önlemleri sıralıyor, devamında denetliyor. Burada madenci olmak saygın bir meslek ama bizde çevre katilliği olarak görülüyor.” dedi.

TARIM, TURİZM, MADEN HEPSİ AYNI BÖLGEDE

Dünyada madencilik faaliyetlerinin şehir merkezlerine, tarım alanlarına ayrıca tarihi yerlere yakın alanlarda yürütülebildiğini göstermek istediklerini dile getiren Rüstem Çetinkaya, “Carrara bölgesi de beyaz mermeriyle meşhur. Carrara aynı zamanda bir turizm şehri. Turizm ayrıca maden faaliyetlerinin bir arada yürütülebildiği bu bölge dünyanın birçok ülkesine yüksek katma değerli ayrıca yüksek fiyatlara ürün satıyor. İtalyan taşı denildiğinde akla ilk burası geliyor. Ayrıca sahilden bakıldığında 20 kilometre boyunca dağlarda, her yerde mermer ocakları görülebiliyor. Carrara’ya gelmeden önce Livorno bölgesinde de muhteşem bir doğa harikasının içerisinde zeytin ağaçlarının ayrıca üzüm bağlarının çok yoğun olduğu bir bölgede de doğal taş işletmeciliği ayrıca maden faaliyetleri bir arada devam ediyor.” diye konuştu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet dijital pazarlama ajansi dijital pazarlama elektronik sigara grup sex deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort