25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadale Günü nedeniyle CİSÜ Platformu tarafınca hazırlanan “Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri …
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadale Günü nedeniyle CİSÜ Platformu tarafınca hazırlanan “Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri” başlıklı bilgilendirme notunda Türkiye’de kadına yönelik şiddet özelinde kamu kurumları arasında iş birliğinin olmadığı vurgulandı.
Cinsel Sağlık ayrıca Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu Kadın+ Sağlığı Çalışma Grubu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla “Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri” başlıklı bir bilgilendirme notu yayımladı. Kadınların bilgilendirme eksikliği ayrıca hukuk sistemi içinde önlerine çıkarılan engeller sebebiyle sağlık haklarına ulaşamadıklarına dikkat çekilen belgede, “Kadınlar, ev içi şiddetle mücadele ederken, sağlıklarını korumak için de sağlık sistemi içinde bir mücadele vermek zorunda kalıyorlar” ifadelerine yer verildi.
Belgede, Türkiye’de kadınların sosyo ekonomik ayrıca kültürel unsurlardan dolayı şiddete maruz bırakıldığı ancak toplumun baskısından ya da şiddeti uygulayanın tehdidinden dolayı bu durumun çoğu vakit adli süreçlere yansımadığı veya cezai yaptırımı olmasına rağmen üstünün örtüldüğü vurgulandı.
Şiddeti, ilk sağlık çalışanı fark eder
Cinsiyeti sebebiyle kadınlara uygulanan sistematik şiddetin kadınların sağlığı üzerinde ciddi etkileri olduğuna değinilen bilgilendirme notunda, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin boyutlarının devlet kurumları tarafınca yeterince araştırılıp ortaya konulmadığı ayrıca önlem alınmadığı kaydedildi. Belgede, “Maruz bırakılan şiddet biçimi fark etmeksizin tüm durumlarda kadınların ilk başvurduğu yer sağlık kuruluşları olmaktadır. Bu nedenle sağlık çalışanları, sıklıkla, bir kadının erkek şiddetine maruz bırakıldığını ilk fark eden kişiler olurlar. Kadınlar sağlık birimlerine başvurularında çoğunlukla maruz kaldıkları şiddeti gizleyip el ağrısı, baş ağrısı vb. bedensel şikayetler öne sürmek zorunda kalmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın Aile Sağlığı Merkezleri’ne ‘aile içi şiddet sorgulaması’ adı altında verdiği form doldurularak duyuru yapılması yönetmelikle zorunlu kılınmıştır ancak bu sorgulama çoğunlukla ayrıntılı biçimde yapılmamaktadır. Sağlığı için başvuruda bulunan kadının şiddete maruz bırakıldığı öğrenildikten sonra ilgili yerlere duyuru yapılsa da sosyal hizmet, kolluk, savcılık, idare vb. sorumlu birimler tarafınca hızlı ayrıca etkin işlemler yapılmadığında veya herhangi bir aşamada aksama olduğunda destek kesintiye uğramaktadır. Bu bildirimleri yapan sağlık çalışanlarının bir değişim yaratmadıklarını görmeleri motivasyonlarını düşürmektedir” ifadelerine yer verildi.
Uzun vadeli etkiler takip edilmiyor
Şiddete maruz kalan kişi şikayetçi olmamışsa sağlık çalışanlarının şiddet ihbarında bulundukları takdirde zor durumda kalabildiğinin belirtildiği belgede şöyle devam edildi: “Birçok sağlık çalışanı bu formları doldurmakta isteksiz davranmakta, duyuru işlemlerini yapmamaktadırlar ayrıca bunun sonucunda kadınlar şiddet ortamlarına geri dönmektedirler. Devletin kadın sığınaklarına başvuran kadınların şiddetle ilgili akut adli ayrıca tıbbi değerlendirmeleri yapılıp destek verilmektedir ancak şiddetin uzun vadeli etkileriyle ilgili izlem yapacak, buna uygun psikososyal ayrıca tıbbi bakım sağlayacak bir sistem kurulmuş değildir.”
Kadınların maruz bırakıldıkları şiddet sonucunda gösterdikleri psikolojik belirtiler arasında depresyon, duygusal sıkıntı, uyku ayrıca yeme bozuklukları, kendine zarar verme veya intihar girişimleri, alkol veya uyuşturucu bağımlılığı sorunları; fiziksel belirtiler arasında sakatlanma, morluk ayrıca yaralanmalar, düşük ayrıca benzeri gebelik komplikasyonları, baş ağrısı, kas ağrı ayrıca sızıları gibi kronik sıkıntılar, cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlar ayrıca diğer jinekolojik sorunlar bulunuyor.
“Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri” Bilgilendirme Notundan Satır Başları
●Vücutta darp izi olmasın diye kafa bölgesine darp uygulanan vakalarda, kadınlar kolluk kuvvetlerine başvurduklarında “Vücudunda darp izi yok, neden rapor istiyorsun?” gibi sorgulayıcı ifadelerle ayrıca hizmet vermeye karşı dirençle karşılaşıyor.
●Seks işçiliği yapan trans kadınlar özel hastanelerin ayrıca devlet hastanelerinin enfeksiyon bölümlerine veya test merkezlerine gittiklerinde ayrımcı tutumlarla karşılaşabiliyorlar.