Türk Oftalmoloji Derneği, Dünya Diyabet Günü ile ilgili açıklama yaptı Türk Oftalmoloji Derneği (TOD), 14 Kasım Dünya Diyabet Günü ile ilgili …
Türk Oftalmoloji Derneği, Dünya Diyabet Günü ile ilgili açıklama yaptı
Türk Oftalmoloji Derneği (TOD), 14 Kasım Dünya Diyabet Günü ile ilgili yaptığı açıklamada diyabetin en çok görüldüğü Avrupa ülkesinin Türkiye olduğuna dikkat çekerek diyabetinin varlığından habersiz hastaların görme kaybı yaşama riski olduğunu açıkladı.
Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Birimi Sekreteri Prof. Dr. Nurten Ünlü, diyabetin en çok zarar verdiği organlardan birinin göz olup yüzbu yılın vebası olarak kabul edilen bu hastalığın önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, diyabet hastalarının gözlerinden şikayeti olmasa bile yılda en az bir kez göz doktoruna gitmeleri gerektiği özelinde uyarılarda bulundu.
Diyabette Avrupa lideriyiz
Türk Oftalmoloji Derneği Tıbbi Retina Birimi Sekreteri Prof. Dr. Nurten Ünlü, her yıl 14 Kasım’da kutlanan ‘Dünya Diyabet Günü’ ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Ünlü, Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) rakamlarına göre, Türkiye’de 20-79 yaş aralığında tespit edilen yaklaşık 7 milyon diyabet hastası bulunduğunu, bu sayının toplam yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’ine denk geldiğini ayrıca bu oranla Türkiye’nin diyabet görülme oranının en yüksek Avrupa ülkesi olduğunu ifade etti.
Kör kalma riski çok yüksek
Prof. Dr. Nurten Ünlü, diyabetin en çok zarar verdiği organlardan biri olan gözlerde diyabetik retinopati adı verilen durumun gelişimi sonucu retina kan damarlarında hasarlanma ayrıca anormal yeni kan damarlarınoluşması ile görme kaybına neden olabildiğini söyledi. “Diyabetik makula ödemi ise diyabetik retinopatinin seyri sırasında herhangi bir zamanda zayıflayan damarlardan sızan kan ayrıca sıvının makula adı verilen görme merkezinde birikmesidir.” bilgisini veren Ünlü şöyle devam etti:
“Diyabetin süresi uzadıkça diyabetik retinopati sebebiyle görme kaybı riski de artar. Diyabete eşlik eden diğer risk faktörleri; yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri, obesite, böbrek hastalığı, kansızlık, uyku apnesi ayrıca gebeliktir. Diyabetik makuler ödemin belirtileri ise bulanık görme, renkleri soluk görme, cisimlerin şekillerini ayrıca boyutlarını farklı görme, görme alanında siyah noktalar, düz çizgileri dalgalı ya da kesik görmedir. Diyabetik hastalarda görme bozukluğu ayrıca körlüğe neden olabilen diyabetik makuler ödem, hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde bozar ayrıca hem hastalığın kendisiyle hem de diyabetle başa çıkma olasılığını azaltır. Diyabetik makuler ödem özellikle üretken çağdaki insanlarda görüldüğünden hem bireyin kendisi hem de toplum açısından büyük bir yüke neden olmaktadır.”
Erken tanı hayati önem taşıyor
Prof. Dr. Nurten Ünlü hem dünyada hem de ülkemizde diyabetli hastaların yaklaşık yüzde 50’sinin tespit edilebildiğini, büyük orandaki diyabet hastalarının göz muayenesi sırasında diyabetik hastası olduğunu öğrendiğini sözlerine ekleyerek, “Bu sebeple erken tanı ayrıca erken başlanan tedavi büyük önem taşımaktadır. Erken tanı için diyabet hastalarının düzenli olarak göz muayenesine gitmesi gerekir. Tedaviye erken başlamak görme kaybının gelişimini durdurabilir ya da yavaşlatabilir. Tedavide diyabetle ilişkili metabolik bozuklukların da düzeltilmesi önemlidir. Kan glukoz düzeylerinin, kan basıncının, serum lipidlerinin, kalp ayrıca böbrek fonksiyonlarının mümkün olduğunca normal değerlerde tutulması amaçlanmalıdır. Bunun yanı sıra düzenli egzersiz, sigaradan uzak durma ayrıca sağlıklı bir kiloda kalma ile pek çok risk faktörü değiştirilebilir” dedi.