Ölüm, konuşulması en zor kavramlardan biridir ancak bir diğer yandan yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, bu kavram ile sıklıkla yüzleşmek ayrıca onun hakkında konuşmak zorunda kalırız. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psk. Tuğçe Dabağer Dilek çocuklarla kayıp ayrıca yas hakkında konuşma ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ölüm, konuşulması en zor kavramlardan biridir ancak bir diğer yandan yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, bu kavram ile sıklıkla yüzleşmek ayrıca onun hakkında konuşmak zorunda kalırız. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Psk. Tuğçe Dabağer Dilek çocuklarla kayıp ayrıca yas hakkında konuşma ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“Çocukların ölüm kavramını sorgulaması normaldir”
Uzm. Psk. Tuğçe Dabağer Dilek, “Vakit vakit çocuklarla bu kavram nasıl paylaşılmalı özelinde tereddütler duyabiliriz, bazı çocuklar bu konu hakkında meraklı sorular sorarken bazıları hiç konuşmak istemeyebilir. Ebeveynler bazı zamanlarda farkında olmasalar da çocuklar yavaş yavaş ölümü tanımaya ayrıca bu konu hakkında zihinlerinde sorular biriktirmeye başlarlar. Bu sorgulamanın arkasında sokakta gördükleri ölmüş bir hayvan, televizyonda duydukları bir ölüm haberi olabilir. Ölüm hakkında konuşmalarına aracı olmak, bu konu ile ilgili belirsizliklerini azaltıp olası kriz durumlarına hazırlama ayrıca kaygılarını azaltma noktasında faydalı olacaktır” dedi.
“Her yaşın farklı bir yas süreci vardır”
Çocukların, ölüme karşı verdikleri tepkiler, yaşlarına, deneyimlerine göre değişim gösterdiğini belirten Uzm. Psk. Dabağer, her yaşın farklı bir yas tutma ayrıca ölümü anlamlandırma süreci olduğunu dile getirdi.
0-2 Yaş
Sevdikleri birinden her türlü uzun ayrılık bu yaştaki çocuklar için acı vericidir ayrıca ağlamaları, içlerine kapanmaları ayrıca kızmaları muhtemeldir. Ölümün kesin olduğunu anlayamazlar ayrıca ayrılıklar uzadıkça, üzüntüleri daha büyük olacaktır.
3-5 yaş
Küçük çocuklar hala ölümün sonsuz olduğunu anlamazlar ayrıca sevdikleri kişinin geri dönüp dönmeyeceğini tekrar tekrar sorabilirler. Annen artık nefes alamaz, konuşamaz veya hareket edemez, gibi basit açıklamaları anlamaya başlarlar. Bu süreçte, kendi yaptıkları bir şeyin ölüme sebep olduğunu düşünebilirler, örneğin ben yaramazlık yaptığım için annem artık geri gelmeyecek gibi bir düşünce kalıbına sahip olabilirler.
6-11 yaş
Bu yaşta çocuklar ölümün sonsuz olduğunu, sevdikleri kişinin geri dönemeyeceğini, ve ölümün herkesin başına gelebileceğini anlamaya başlarlar, bu nedenle diğer sevdikleri aile üyelerinin veya arkadaşlarının öleceklerine dair endişelenmeye başlayabilirler. Bu yaş aralığında, fiziksel ağrı belirtileri ayrıca öfke çok yaygındır. Bu öfke, ölen sevdikleri kişiye ve/veya kendilerine yönelik olabilir.
12 yaş-Ergenlik
Ergenler ölümün geri döndürülemez olduğunu ayrıca kendileri dahil herkesin başına gelebileceğini anlarlar. Olayların neden olduğunu anlamakla ilgilenirler. Tepkileri, “umursamaz görünmekten” öfkeye veya aşırı üzüntüye, zayıf konsantrasyona ayrıca günlük aktivitelere olan ilginin kaybına kadar değişiklik gösterebilir.
“Çocuklarla ölümü konuşurken dikkat etmemiz gereken bazı unsurlar var”
Ebeveynlerin çocuklarla ölüm konusunu konuşmaktan vakit vakit kaçındıklarını söyleyen Dabağer, “Bu durum, çocuğun daha fazla kaygılanmasına yol açmaktadır çünkü bilinmeyenin korkusu çocuklar için her vakit gerçekle karşılaşmaktan daha zor bir durumdur. Çocuk bu noktada, eğer bu konu ile ilgili konuşulmuyorsa o vakit bu kötü bir durumdur ben de konuşmayayım diye düşünebilir ayrıca bu durum daha fazla kaygılanmasına ayrıca hislerini ifade etmesine engel olabilir. Bir diğeri ise çocuklarla ölüm hakkında konuşulurken çok fazla detayın verilmesi, çocukların anlamayacağı dilden konuşulmasıdır. Bu noktada dengeyi kurabilmek oldukça önem taşımaktadır. Bu noktada, aşağıdaki maddelere dikkat ederek bir konuşma hazırlayabilirsiniz” diyerek, aşağıda dikkatli olunması gereken konuları belirtti: