tarımenflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
22°C

Bedenin Mücadele Alanındır, Agah Uğur Koleksiyonu’ndan bir seçki

Agah Uğur koleksiyonu seçkisi “BEDENİN MÜCADELE ALANINDIR” sergisi Halil Altındere küratörlüğünde, 9 Eylül’de ALEXANDRE VALLAURY binasında …

Bedenin Mücadele Alanındır, Agah Uğur Koleksiyonu’ndan bir seçki
08.09.2022 13:51
0
A+
A-

Agah Uğur koleksiyonu seçkisi “BEDENİN MÜCADELE ALANINDIR” sergisi Halil Altındere küratörlüğünde, 9 Eylül’de ALEXANDRE VALLAURY binasında izleyici ile buluşuyor.

Agah Uğur Koleksiyonu’ndan seçilen eserlerin bir araya getirilmesi ile hazırlanan “Bedenin Mücadele Alanındır” başlıklı sergi, Türkiye’den ayrıca dünyadan kırktan fazla sanatçının elliye yakın eserini içeriyor. Halil Altındere’nin 12 yıl aradan sonra küratörlüğünü üstlendiği başlığını Barbara Kruger’ın 1989 tarihli “Bedenin Mücadele Alanındır” adlı eserinden alan sergi; cinsiyet politikaları, mücadele, özgürlük, sınırlar, göç, hafıza gibi yakıcı meseleleri görünür kılmayı amaçlıyor. Sergi, 9 Eylül – 31 Ekim 2022 tarihleri arasında Tepebaşı’ndaki Alexandre Vallaury binasının 2. ayrıca 3. katlarında izleyiciyle buluşuyor.

Agah Uğur’un toplumsal ayrıca entelektüel duyarlılıkla oluşturduğu, geleceğe, geçmişe ayrıca bugüne ilişkin birçok farklı soruyu barındıran özel koleksiyonu, yaşadığı topluma ayrıca zamana sırt çevirmeyen, geniş bir perspektiften bakar. Uğur Türkiye’den güncel sanatçıların farklı dönemlerine ait eserlerin yanı sıra yakın coğrafyalardan önemli sanatçıların eserlerine de yer verdiği geniş spektrumlu bir dünya kurar. Malzemeyle sınırlandırılamayan, nesnesi olmayan bir eserden, büyük bir enstalasyona, çizimden neona ya da metaverse’deki bir NFT’ye kadar çeşitlilik gösteren eserler, Altındere’nin bıçak sırtında dans etmeyi seven yaklaşımıyla yan yana geliyor.

Your Body is a Battleground / Bedenin Mücadele Alanındır

Shakespeare dünyayı insanın ömrü boyunca pek çok rol oynadığı bir sahne olarak nitelendirir. Buradan yola çıkan Halil Altındere’nin yarattığı sahne ise zamanımızın en gözden çıkarılmış kişi ayrıca konularının tekrar tekrar gündeme geldiği bir gerçekliği görmeye zorlayan, vahşi ayrıca yırtıcı bir sahnedir.

Avcı ile av arasında yakalanan o kısacık bakış, suçlu ile suçsuz, yaşam ile ölüm arasındaki o keskin ayrımları askıya alır. Işığın sabit olmadığı sahnede, ışığın gösterdikleri kadar göstermedikleri de mesele edilir. Bu bağlamda sergi, görmek ile hakikat arasında nasıl bir bağ kurulabileceğini sorgular. Gözün kulağa üstün geldiği bir çağda, sosyal medyanın, ekranların, kameraların gözleri ile birbirine bakan insanlık, anne karnındaki bebekten, beyin dalgalarını gören makinelere “her şeyi” görebilir ayrıca gördüklerinin “gerçek” olduğuna inanabilir mi? Gizli olanı görmenin yasak olduğu eski günlerden bugüne, artık tam şeffaflık bir hak, hatta zorunluluk haline gelmiştir. İşte Altındere izleyiciyi, 660 metrekarelik bir sahneye, başka deyişle bir ‘mücadele alanına’ davet ediyor.

Agah Uğur, Bedenin Mücadele Alanındır sergisi ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:

“80’li yıllarda İngiltere’de yaşadığım dönemde çağdaş sanatla olan tanışıklığım Türkiye’ye döndükten sonra zamanın tuval üzerine soyut yağlıboya eserlerini almaya başlayarak bir adım öteye geçti. O dönemde kavramsal bir yaklaşımdan uzak imkanlarım ölçüsünde beğendiğim eserleri alıyordum.

2000’li yılların başlarında İstanbul sanat çevrelerinde yaşanan değişimle birlikte modern galerilerin açılması, müzayedelerin artması, sanata olan bakışı da değiştirdi ayrıca sanat yaygın bir şekilde alınıp satılabilen bir alan haline geldi. Bu değişim benim o zamana kadar ilgi duyduğum soyut resimden uzaklaşmama sebep oldu. Sanat eserlerinde estetik etkiden daha çok kavramsal anlam aramamız gerektiğine inandım. 2008 Aralık ayında sanatta başka bir yolculuk yapmaya karar verdim. Bir müddet durdum, dinledim, okudum, araştırdım, güvendiğim insanlara danıştım. Neticede de çağdaş kavramsal sanatın küreselleşme, politika, cinsiyet, kültür farklılıkları gibi toplumsal konulara farklı bakan sanatçı ayrıca eserleri ile yeni bir yolculuğa çıktım. Bu yolculuğun ilk adımı 2009’un başlarında o günkü adıyla Outlet Galeri’de Azra Tüzünoğlu ile tanışmam oldu. Azra ile galeride sanatçı portföyünün üzerinden giderken galeriye Halil’de geldi ayrıca o zamandan beri dostluğumuz devam ediyor. Bu dönemin başlarında toplumsal konulara önem veren, sesini duyurmak isteyen, çok özgün işlere imza atan idealist diye tanımlayabileceğim birçok çağdaş sanatçı ayrıca onlara destek veren yine idealist galericilerin varlığını keşfettim. Daha sonra video sanatına özel ilgi duymaya başladım. Sosyopolitik eserlerde mesajı hoş ayrıca katmanlı bir hikaye yazarak vermek önemli ayrıca görselliği ayrıca senaryo yazma farklılığı ile video sanatı bunu çok etkin yapabiliyor. Vakit içinde oluşan bilgi, görgü ayrıca kendime güven ile video sanatında yabancı sanatçılar ile de ilgilenmeye başladım ayrıca bu sayede zaten dar bir çevresi olan bu alanda beni besleyen ayrıca gururlandıran birçok güzel anım oldu. Yurtharicinde panellere davet edildim, jüri üyelikleri yaptım, ilginç koleksiyonerlerle dostluklarım oldu. Yolculuğum benzer tutku ayrıca odakla devam ediyor. Kısaca özetlemek gerekirse ben toplumsal konulara duyarlı oldum. Kariyerim boyunca 15’in üzerinde STK’nin yönetim kurulunda yer aldım. Sanatta da aklıma ayrıca ruhuma yakın olduğu için eleştirel, sosyopolitik, kavramsal sanatçı ayrıca eserlere odaklandım.

Bakıldığı vakit pek anlaşılamayan, ancak anlatılınca etkin bir mesajı olan sanat beni heyecanlandırıyor, çünkü bu sanat düşündürtüyor, kışkırtıyor, tarihsel konular veya günümüz problemlerine başka bir şekilde bakmamıza yardımcı oluyor. Özellikle bu tip sanatın toplumla buluşturulması gerektiğine inanıyorum. Aslında sanatın hepsi paylaşılmalı, çünkü sanatçı sesini duyurmak, derdini anlatmak için sanat yapıyor. Eser toplumun önüne çıkmazsa sanatçı amacına ulaşmamış oluyor. Bu sebeplerden dolayı koleksiyonumun paylaşılmasını önemsiyorum, hatta birazda görev olarak görüyorum. Çağdaş sanatçılar çok zeki, toplumun bir adım önünde insanlar. Sanatın konuşulmayan konuları anlatabilen bir alan olduğunu düşünürsek global bazda birçok ülkenin beraberce yaşadığı sorunları sanatçı gözüyle ayrıca onların rengiyle sanatseverlere aktarmada benim de payım olması beni mutlu ediyor.

Bedenin Mücadele Alanındır’a gelirsek, koleksiyondaki eserler biraz sıra dışı, herkesin para verip almayacağı eserler ama bir araya gelince bu bahsettiğim izleyiciyi etkileme ayrıca farklı bir şekilde düşündürme görevini iyi yapıyorlar diye düşünüyorum. Böyle muhteşem bir binada ayrıca Bienal’den dolayı çok yabancı sanatseverin İstanbul’a geldiği bir dönemde bu sergiyi yapabilmenin bir şans olduğunu hissettim. Bu misyonu kim üstlenebilir diye düşündüm ayrıca dostluğumuzdan öte, sıradışılığından ayrıca her vakit bir adım önde olmasından gurur duyduğum, zamanında çok güzel bağımsız sergilerin küratörlüğünü de üstlenmiş olan sanatçı Halil Altındere aklıma geldi. Onun da bazı şartları oldu ama beni kırmadı ayrıca inanılmaz hızlı bir şekilde sergiyi ortaya çıkarttı. Kendisine ayrıca emeği geçen sergi ekibimize teşekkür ediyorum.”

Bedenin Mücadele Alanındır sergisinin küratörlüğü üstlenen Halil Altındere sergi ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: “2002’den 2010’a dek farklı mekanlarda ayrıca oldukça kalabalık katılımlı beş serginin küratörlüğünü üstlenmiştim. Son hazırladığım sergiden bu yana 12 sene geçti. Bu süreçte, Türkiye’de güncel sanatına odaklandığım kitaplar hazırladım ayrıca sanatçı olarak kendi işlerime yoğunlaştım. Küratörlüğe ara verdiğim o dönemde her şey çok değişti. Hem sanat dünyası hem Türkiye, kültürel ayrıca sosyoekonomik olarak başkalaştı. 2010 İstanbul mucizesinden bahsedildiği, tüm ilginin Türkiye’ye ayrıca bu toprakların sanatına yoğunlaştığı bir dönemden sonra güncel sanatta konular, kişiler ayrıca kurumlar farklılaştı. Koleksiyonerlerin ciddi bir biçimde güncel, çağdaş sanat eseri almaya karar verdiği bir döneme denk geliyor. Bu dönemde tanıştığım dört isimden biri olan Agah Uğur, gençler için hep bir destek, bir itici güç oldu. Bağımsız sergilerimde bir telefonla destek oldu. Avrupa’da 90’larda başlayan dönüşüm 2010 yılı geldiğinde Türkiye’ye yansımaya başladı. Bizim Agah Uğur ile tanışmamız da bu döneme denk geliyor. Agah Uğur dostum olduğu için koleksiyonunu yakından takip ediyorum, eserleri biliyorum, kimisi benim arkadaşlarımın işleri. Agah Uğur Koleksiyonu’nu heyecanlı ayrıca enerjisi yüksek bir koleksiyon, toplumsal ayrıca entelektüel geleceğe ilişkin birçok farklı formu bünyesinde barındırıyor ki bu koleksiyonerlik dünyasında eşine az rastlanan bir pozisyondur. Bu anlamda diyebilirim ki Uğur’un malzemeyle sınırlandırılamayan koleksiyonu hem bir müze tutumu hem de yaşadığı coğrafyaya ayrıca zamana dair bir sorumluluk sergiliyor. Bienal ayrıca fuarın olduğu dönemde koleksiyondan benim bakış açımla seçilen eserlerden oluşan Bedenim Mücadele Alanındır, barındırdığı eserlerle yakın döneme tanıklık ediyor ayrıca bunu da izleyicilere aktaracak, anlatacağız. Bu yönüyle de sergiyi önemsiyorum.”

Tepebaşı Meşrutiyet Caddesi 99 numaralı Alexandre Vallaury binasının 2 ayrıca 3. katlarında 31 Ekim’e kadar gezilebilecek olan sergi, Salı-Çarşamba-Perşembe-Cuma-Cumartesi 10.00-19.00, Pazar 12.00 –19.00 gün ayrıca saatlerinde açık olacak.

Katılımcı Sanatçılar:

Adrian Melis, Ahmet Öğüt, Ali Kazma, Aslı Çavuşoğlu, Banu Cennetoğlu, Basim Magdy, Bouchra Khalili, Buğra Bilgen, Cengiz Çekil, Cevdet Erek, Claire Fontaine, Ege Berensel, Elena Kovylina, Elmas Deniz, Erdal Duman, Erinç Seymen, Extramücadele, Füsun Onur, Gözde Mimiko Türkkan, Gülsün Karamustafa, Hale Tenger, Halil Altındere, Hamra Abbas, Hasan Özgür Top, Hatice Güleryüz, Hera Büyüktaşçıyan, Hiwa K., Iman Issa, İnci Eviner, İpek Düben, Lawrance Abu Hamdan, Meriç Algün Ringborg, Mounir Fatmi, Murat Gök, Nasan Tur, Santiago Sierra, Sesil Beatris Kalaycıyan, Vahap Avşar, Yasemin Özcan, Zeren Göktan, Zhou Tao.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Sponsorlu Bağlantılar: - sosyal içerik platformu - ETSY Blog - uygulama fikirleri - vize başvurusu islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet elektronik sigara grup sex